8-D Sınıfı Web Sitesi
  Kütüphane
 
KÜTÜPHANE

Artık Sitemizde Kütüphanemiz Var! Bu Bölümde Bazı Kitapların Kısa Özetlerini,Yazarını vb. Öğrenebilirsiniz Ayrıca En Çok Satanlar Listesi de Bu Bölümde...

Veda: Esir Şehirde Bir Konak

Ayşe Kulin, Osmanlı İmparatorluğu'nun son günlerinde, işgal altındaki İstanbul'da bir konakta yaşananları anlatıyor bu kez. Son Maliye Nazırı ve ailesi aracılığıyla o dönemin resmini çizen Veda, çökmekte olan bir tarih ile yeni bir gelecek arayan Milliciler arasında sıkışan o dönem Osmanlı aydınının da öyküsünü dile getiriyor. Ayşe Kulin'in her zamanki ustalıklı ve sürükleyici üslubu ile okurlarının elinden bırakamayacakları bir kitap bu. Günümüz Türk edebiyatında neredeyse eşsiz olan, biyografik veriler ile roman tekniğini birleştirmekteki ustalığını bir kez daha sergileyen Kulin, bu kez bir İstanbul öyküsü bir imparatorluk tarihini birlikte ele alıyor.


Üç Jöntürk'ün Ölümü 'Enver, Cemal, Talat'


Bir siyasi tavır ve okul olarak İttihat ve Terakki Cemiyeti bir vatanseverler hareketidir.1789 Fransız İhtilali'nin etkisinde olan bu hareket bir bakıma,1839'dan beri sürdürülen Osmanlı Yenileşmesi'nin 'son' evresidir. Ancak çok dramatik bir gerçektir ki, İttihat ve Terakki, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş sürecini de hızlandırmıştır. Bununla birlikte Balkan Savaşı'nda, Trablusgarp'ta ve Dünya Savaşı'nda vatan toprakları için İttihat ve Terakki'nin önderleri ve kadroları gözlerini kırpmadan hayatlarını ortaya koymuşlardır. Bu uğurda kader, onları art arda işlenecek intikamcı cinayetlerin yolculuğuna sürüklemiştir. Bu kitap bilinmeyen belgelerle Talat, Cemal ve Enver paşaların ölüme yolculuklarına ışık tutmaktadır.


Sofi'nin Dünyası


'Benzer insanların', yüzeysel bilgilerin geçerli olduğu çağımızda, '3000 yıllık geçmişinin hesabını yapamayan insan günübirlik yaşayan insandır' diyen Goethe'nin günübirlik insanlarından olmama yolunda ciddi bir adım. 15. yaşgününü kutlamaya hazırlanan Sofi, bir gün posta kutusunda 'Kimsin' yazılı bir not bulur. Bu sorudan hareketle, bütün bir felsefe tarihinde sorulmuş soruları ve cevapları, sürükleyici bir roman kurgusu içinde anlatan Jostein Gaarder, Umberto Eco'nun 'Gülün Adı'nda Ortaçağ teolojisini romanlaştırma gücünü bu kitabında felsefede gösteriyor. Gaarder (1952) özellikle gençliğe yönelik kitaplarıyla tanınan Norveçli bir felsefe öğretmeni. 'Sofi'nin Dünyası' yayınlandığı 1991 yılından bu yana aralarında Korece, Rusça, Japonca, Arapça gibi diller de olmak üzere kırka yakın dile çevrilmiş ve yayınlandığı her ülkede en çok satan kitap olma başarısını elde etmiştir.



Ferrari'sini Satan Bilge

'Kalabalık mahkeme salonunun tam ortasında yığılmış durumdaydı.0, büyük düşleri olan, zeki, yakışıklı, korkusuz ve ülkenin en seçkin avukatıydı. Onu on yedi yıldır tanıyordum. Julian'ın şok edici mahkeme gösterileri sürekli gazetelerin ön sayfalarında yer alıyordu. Çoğu kimsenin sadece düşleyebileceği her şeyi elde etmişti: Yıldızlara varan mesleki şöhret, milyonlarca dolarlık banka hesapları, en pahalı semtte olağanüstü bir malikane, özel bir jet, tropikal bir ada, yazlık bir ev ve çok değer verdiği varlığı -malikânesine uzanan özel yolunun ortasına park ettiği kırmızı bir Ferrari. Şimdi ise Büyük Julian kalp krizi geçirmiş, çaresiz bir bebek gibi yerde kıvranıyor ve deli gibi sarsılıyordu. Bütün bunlar üç seneden fazla bir zaman önce yaşanmıştı. Son duyduğum Julian'ın Hindistan'a gittiği idi. Ortaklardan birine yaşamını sadeleştirmek istediğini, bazı yanıtlara ihtiyacı olduğunu ve onları bu mistik ülkede bulmayı amaçladığını söylemişti. İşini bırakmış, malikânesini, adasını ve jetini elden çıkarmıştı. Hatta Ferrari'sini bile satmıştı. Bir gün ofisimin kapısı yavaşça açıldı. Kapı ardına dayandığında otuzlu yaşlarının ortalarında, gülümseyen bir adam göründü. Uzun boylu, ince ve kaslıydı; canlılık ve enerji yayıyordu. 'İşimi elimden almaya niyetli hızlı bir avukat herhalde' diye düşündüm. Genç adam sevdiği bir öğrencisini izleyen Buda gibi gülümseyerek bana bakmayı sürdürdü. Dayanılmaz sessizlikle geçen uzun bir aradan sonra şaşırtıcı bir biçimde emredici bir ses tonuyla konuştu: 'Tüm konuklarına böyle mi davranırsın John, hele sana mahkeme salonlarının sırrını öğreten birine.' 'Julian? Bu sen misin? İnanamıyorum! Gerçekten sen misin? ' Güçlü kahkahası kuşkularımı doğruladı. Önümde duran genç adam uzun süredir kayıp şu Hintli Yogiden başkası değildi: Julian Mantle. İnanılmaz değişimi karşısında şaşkına dönmüştüm. '


 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol